• Rekindling Family Bonds in the Sky of Cappadocia

  • May 5 2025
  • Duración: 14 m
  • Podcast

Rekindling Family Bonds in the Sky of Cappadocia

  • Resumen

  • Fluent Fiction - Turkish: Rekindling Family Bonds in the Sky of Cappadocia Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-05-05-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Selin, Emre ve Leyla bir bahar sabahı arabalarına bindiler.En: Selin, Emre, and Leyla got into their car on a spring morning.Tr: Önlerinde uzanan, masal gibi manzaralarla dolu Cappadocia’ya doğru yola çıktılar.En: They set out towards Cappadocia, a place filled with fairy-tale-like landscapes stretching ahead.Tr: Selin geniş çayırlara ve gökyüzüne bakarken, çocukluğu aklına geldi.En: As Selin looked at the vast meadows and the sky, memories of her childhood came to her mind.Tr: O zamanlar ailecek böyle yolculuklar ne kadar da önemliydi.En: Back then, such family trips were so important.Tr: Yıllar geçtikçe aile bağları zayıflamıştı, ama Selin bu yolculukta o bağı tekrar yakalamak istiyordu.En: Over the years, family bonds had weakened, but Selin wanted to rekindle that bond on this journey.Tr: Cappadocia’ya ulaştıklarında güneş gökyüzünde parlıyordu.En: When they reached Cappadocia, the sun was shining in the sky.Tr: Her taraf rengârenk lalelerle kaplıydı.En: Everywhere was covered with colorful tulips.Tr: Olayları sessizce izleyen Emre ise, başlarda sessizdi.En: Emre, who silently observed the events, was quiet at first.Tr: Leyla, genç yaşıyla daha çok telefonuna bakma eğilimindeydi.En: Leyla, being younger, tended to look more at her phone.Tr: Selin, araçtan inerken içini bir sıcaklık kapladı.En: As Selin got out of the vehicle, she felt a warmth inside.Tr: "Bugün farklı olacak," diye düşündü.En: "Today will be different," she thought.Tr: Arasında bazı gergin anlar yaşansa da, Selin zamanla aileyi bir araya getirecek aktiviteler düşünmeye başladı.En: Although there were some tense moments among them, Selin began to think of activities that would bring the family together over time.Tr: "Hadi balon turuna çıkalım," dedi bir zaman sonra.En: "Let's go on a balloon tour," she suggested after a while.Tr: Emre ve Leyla başta kararsızdılar, ama sonunda kabul ettiler.En: Emre and Leyla were hesitant at first, but they eventually agreed.Tr: Sabahın erken saatlerinde balonlar gökyüzüne doğru süzülmeye başladı.En: Early in the morning, the balloons began to glide toward the sky.Tr: Dağların ve taşların arasında yükselirken, Selin'in içinde bir şeyler değişiyordu.En: As they rose among the mountains and rocks, something inside Selin was changing.Tr: Balonda yukarıda, Selin bir çocukluk hatırasını anlattı.En: High up in the balloon, Selin shared a childhood memory.Tr: Annesiyle birlikte yaşadığı bir anıydı bu.En: It was a moment she shared with her mother.Tr: Anlatırken sesi ince bir hüzünle doldu ama heyecan da vardı gözlerinde.En: Her voice filled with a thin sadness as she spoke, but there was also excitement in her eyes.Tr: Leyla’nın da gözleri dolmuştu.En: Leyla's eyes welled up, too.Tr: Emre ise kız kardeşine daha farklı bir gözle baktı.En: Emre, on the other hand, looked at his sister with a different perspective.Tr: O an, aralarındaki mesafeler buhar olup uçmuş gibi hissedildi.En: At that moment, it felt as if the distances between them had evaporated.Tr: Balon yavaşça yere inerken, herkes daha sessizdi, ama bu sessizlik rahatsız edici değil, tam tersine huzur vericiydi.En: As the balloon slowly descended, everyone was quieter, but this silence was not disturbing; on the contrary, it was comforting.Tr: Dönüş yolunda, yolculuk başındaki sessizlik gitmiş, yerini tatlı sohbetler almıştı.En: On the way back, the silence from the start of the journey was gone and had been replaced by sweet conversations.Tr: Selin artık daha kararlıydı; ailesiyle daha çok vakit geçirecekti.En: Selin was now more determined; she would spend more time with her family.Tr: Selin, arabada geriye doğru bakarken, kardeşlerinin gülen yüzleri karşısında içini bir huzur kapladı.En: As Selin looked back in the car, a sense of peace enveloped her seeing her siblings’ smiling faces.Tr: Aile, küçük kasabalarına dönerken, aralarındaki bağ güçlenmişti.En: As the family returned to their small town, the bond between them had strengthened.Tr: Ve Selin, kendi rolünün önemini anlamıştı; ailesine köprü olacak, o bağı sıkıca tutacaktı.En: And Selin realized the importance of her role; she would be the bridge for her family, holding that bond tightly. Vocabulary Words:rekindle: yeniden canlandırmakglide: süzülmekhorizon: ufukevaporated: buharlaşmışdescend: inmekenvelop: çevrelemekmeadows: çayırlarvast: geniştense: gerginsilence: sessizlikdetermined: kararlıbond: bağcomforting: huzur vericiperspective: bakış açısısiblings: kardeşlerinherited: miras alınmışwelled up: dolu gözlerlerole: rolbridge: köprüsmiling: gülentulips: laleleractivity: ...
    Más Menos
adbl_web_global_use_to_activate_webcro805_stickypopup

Lo que los oyentes dicen sobre Rekindling Family Bonds in the Sky of Cappadocia

Calificaciones medias de los clientes

Reseñas - Selecciona las pestañas a continuación para cambiar el origen de las reseñas.