Siblings Soar Above Cappadocia: A Journey of Healing Podcast Por  arte de portada

Siblings Soar Above Cappadocia: A Journey of Healing

Siblings Soar Above Cappadocia: A Journey of Healing

Escúchala gratis

Ver detalles del espectáculo

Obtén 3 meses por US$0.99 al mes

Fluent Fiction - Turkish: Siblings Soar Above Cappadocia: A Journey of Healing Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-03-08-38-20-tr Story Transcript:Tr: Kapanın biri, açılın diğeri.En: One closes, another opens.Tr: Böyle başladı Emre'nin ve Bahar'ın Kapadokya macerası.En: This is how Emre and Bahar's Cappadocia adventure began.Tr: Kışın soğuk yüzü, onları sıkı giyinmeye zorladı ama içlerini ısıtan şey yan yana olmanın verdiği huzurdu.En: The cold face of winter forced them to dress warmly, but what warmed their hearts was the peace of being side by side.Tr: Emre, kız kardeşi Bahar'ı çok seviyordu.En: Emre loved his sister Bahar very much.Tr: Onu mutlu etmek için elinden geleni yapacaktı.En: He would do whatever it took to make her happy.Tr: Geçen aylarda boşanmış olan anne babalarıyla yaşadıkları üzüntüyü unutmak istiyordu.En: He wanted to forget the sadness they experienced with their parents, who divorced in the past months.Tr: Onun için Kapadokya bu amaca hizmet edecekti.En: Cappadocia would serve this purpose.Tr: Peri bacaları, bembeyaz kar ve tarih dolu bu topraklar, her şeyi unutmalarına yardımcı olabilirdi.En: The fairy chimneys, the pure white snow, and these history-filled lands could help them forget everything.Tr: Bahar, Kapadokya'yı görmek için sabırsızlanıyordu.En: Bahar was eager to see Cappadocia.Tr: Macera dolu ruha sahipti ama içten içe eskiden olduğu gibi bir aile olmayı özlüyordu.En: She had an adventurous spirit, but deep down she missed being a family like they used to be.Tr: Bu gezi onun için umut ışığıydı.En: This trip was a beacon of hope for her.Tr: Bir sabah uyandıklarında Emre, Bahar'a özel bir sürpriz yapmaya karar verdi.En: One morning when they woke up, Emre decided to make a special surprise for Bahar.Tr: "Bugün sıcak hava balonuna bineceğiz," dedi.En: "Today, we're going to take a hot air balloon ride," he said.Tr: Bahar'ın gözleri heyecanla parladı.En: Bahar's eyes sparkled with excitement.Tr: Balon seyahati, belki de onları daha önce hiç olmadıkları kadar yakınlaştıracaktı.En: The balloon journey might bring them closer than ever before.Tr: Gökyüzüne doğru yükselirken, Kapadokya'nın masalsı manzarası ayaklarının altındaydı.En: As they rose toward the sky, the fairy-tale landscape of Cappadocia was beneath their feet.Tr: Sessizliğin güzelliği içinde Emre, "Sana iyi bir anı bırakmak istiyorum," dedi.En: Amidst the beauty of the silence, Emre said, "I want to leave you with a good memory."Tr: Bahar başını salladı.En: Bahar nodded.Tr: Emre'nin çabalarını takdir ediyordu ama içinde henüz çözülememiş duygular vardı.En: She appreciated Emre's efforts but still had unresolved emotions inside.Tr: Balon yavaşça süzülürken Bahar, "Bazen her şeyin aynı kalmasını isterdim.En: As the balloon gently drifted, Bahar said, "Sometimes I wish everything could stay the same.Tr: Özellikle bizim," dedi.En: Especially us."Tr: Emre derin bir nefes aldı.En: Emre took a deep breath.Tr: Bahar'ın endişelerini anlıyordu.En: He understood Bahar's concerns.Tr: "Ben de," dedi, "ama değişen şeyler bile güzellik barındırabilir."En: "Me too," he said, "but even things that change can hold beauty."Tr: Bu samimi an, birbirlerinin gözlerine derin bir bağlılıkla bakmalarına neden oldu.En: This sincere moment caused them to look into each other's eyes with deep connection.Tr: Kardeş olmak, arkadaştan öte bir şeydi.En: Being siblings was something more than just being friends.Tr: Nihayet yere indiklerinde, aralarındaki sessizlik bozulmuş, yerine içten bir güven duygusu gelmişti.En: When they finally landed, the silence between them had been replaced by a genuine sense of trust.Tr: Emre, Bahar'ın kendine güvenmesine yardımcı olmak için fazla korumacı olmaması gerektiğini anladı.En: Emre realized that he shouldn't be overly protective to help Bahar gain confidence.Tr: Bahar ise, Emre'nin her zaman yanında olacağını hissederek biraz daha rahatladı.En: Bahar, on the other hand, felt slightly more at ease, knowing Emre would always be by her side.Tr: İkilinin kapadıkları kutular yeniden açılmıştı, ama şimdi daha güçlü ve anlayışlılardı.En: The boxes they had closed were opened again, but now they were stronger and more understanding.Tr: Kapadokya'nın güzelliği belki de gerçekten içlerindeki yıkımı tamir etmişti.En: The beauty of Cappadocia might have truly repaired the destruction within them.Tr: Kış, dışarıda soğuk olsa da, içlerinde yeni bir sıcaklık doğmuştu.En: Winter was cold outside, but inside them, a new warmth was born. Vocabulary Words:closes: kapanınopens: açılınadventure: macerawinter: kışface: yüzüwarmly: sıkıforced: zorladıpeace: huzurdivorced: boşanmışfairy: perichimneys: bacalarısnow: karlands: topraklaradventurous: macera ...
Todavía no hay opiniones