Dualarınız Cevapsız Kalınca: Pes Etmeyin! Israrcı Dul Kadın Benzetmesi | Luka 18:1-8

Dualarınızın cevapsız kaldığını hiç düşündünüz mü? İsa Mesih'in Israrcı Dul Kadın Benzetmesi (Luka 18:1-8), tam da bu anlar için bir umut mesajı sunuyor. Bu bölümde, haksız yargıcın ve güçsüz dul kadının hikayesini detaylıca inceliyor, Tanrı'nın karakteri ile yargıcın motivasyonları arasındaki derin karşıtlığı keşfediyoruz. Dualarımızın gücünü, Tanrı'nın adaletini ve en önemlisi, zorluklar karşısında dahi pes etmeyen ısrarcı imanın ne anlama geldiğini bu videoda bulacaksınız.

İsa'nın sarsıcı "İnsanoğlu geldiği zaman yeryüzünde iman bulacak mı?" sorusuyla kendi imanımızı sorguluyor ve Tanrı'nın zamanlamasına güvenmenin önemini anlıyoruz.

D.A. Carson ve Tim Keller gibi teologların değerli yorumlarıyla zenginleşen bu ders, dua hayatınıza yeni bir perspektif kazandıracak. Hemen izleyin ve dualarınızda neden ısrarcı olmanız gerektiğini keşfedin!

Hayatta kendimize baktığımızda, bizi Tanrı'nın önünde kabul edilebilir kılan nedir?

Yaptığımız iyilikleri sayarak mı ya da kendimizi başkalarıyla kıyaslayarak mı O'na yaklaşırız? Eski bir hikayede, ibadethaneye giden iki kişiden biri, tüm iyi işlerini gururla yaptığı ve anlattığı için Tanrı'nın gözünde hiçbir değer bulamadı.

Diğeri ise, kendi hatalarının farkında olan, içten bir tevazuyla kendini alçaltan bir vergi görevlisiydi; onun samimi yakarışı Tanrı'ya ulaştı.

Gerçek iç huzur ve Tanrı katında kabul, kendi çabalarımızla veya mükemmel olmaya çalışmakla elde edilemez. Bu ancak, kendi eksikliklerimizi ve yanlışlarımızı dürüstçe kabul edip Tanrı'nın sınırsız sevgisine ve affediciliğine sığınmakla mümkündür. Çünkü O'nun merhameti, bizim tüm eksikliklerimizi aşar.

✝️ İsa Mesih'in Sağlam Temel ve Çürük Temel Benzetmesinin Derin Anlamı!

Bu podcastte, İsa'nın sözlerini sadece duymanın neden trajik bir aldanış olduğunu ve bu sözleri hayata geçirmenin neden sonsuz yaşam ile yıkım arasındaki fark anlamına geldiğini konuşuyoruz. Modern dünyanın bize sunduğu kumdan temelleri (kariyer, statü, kişisel tatmin ve kendi doğruluğumuz) mercek altına alıyor ve hayatlarımızı üzerine güvenle kurabileceğimiz tek Sarsılmaz Kaya'ya, yani İsa Mesih'in kendisine işaret ediyoruz. Bu, "kendi çabanla daha iyi ol" diyen bir ahlak dersi değildir.

Bu, sizi kurtaracak ve fırtınalarda ayakta tutacak tek Kişi'ye iman etmeye yönelik bir lütuf davetidir.

Yargı gününün fırtınası geldiğinde, sizin eviniz ayakta kalacak mı?

✝️ Kilisedensiniz. Hristiyansınız. Her Pazar ibadete katılıyorsunuz. Peki ya bütün bunlar, Tanrı’yla karşı karşıya geldiğinizde yeterli olmazsa? İsa'nın On Kız benzetmesi, kandili olan ama yağı olmayanların trajedisidir. Kandil, dışarıdan görünen her şeydir: Kilise üyeliği, ilahileri bilmek, "imanlıyım" demek. Yağ ise görünmeyendir:

Gizlide edilen bir dua, kimse bilmezken yapılan bir fedakarlık, Tanrı ile baş başa geçirilen samimi bir zaman. Ve en kritik anda, yağ ödünç alınamaz. Bu yüzden Güvey'in son sözü "Hata yaptınız" değil, kalbimizi donduran şu cümle oldu: "Sizi tanımıyorum."

Geceleri sizi uykusuz bırakan kaygılar neler? Geleceğinizi güvence altına almak için yaptığınız planlar mı? Peki ya Tanrı, tüm bu çabaya "akılsızca" diyorsa?

Tiranus'un bu yeni bölümünde, İsa Mesih'in en sarsıcı benzetmelerinden biri olan "Zengin Budala" hikayesine kulak veriyoruz. Mal varlığına güvenmenin neden modern bir putperestlik olduğunu, Augustinus ve Elçi Pavlus'un bu konuda neler söylediğini ve Tanrı'nın bizden beklediği gerçek zenginliğin ne olduğunu derinlemesine tartışıyoruz.

Maddi dünyaya bakışınızı değiştirecek ve ebedi olanı önceliklendirmenize yardımcı olacak bu teolojik yolculuğu kaçırmayın.

İyi Samiriyeli hikayesini hep bir iyilik ve komşu sevgisi dersi olarak mı duydunuz? Peki ya bu hikaye, aslında insanlığın düşüşü ve Mesih'in kurtarışını anlatan gizli bir alegoriyse?

Tiranus'un bu yeni bölümünde, Hristiyanlığın en bilinen benzetmelerinden birinin ardındaki iki büyük yorumu masaya yatırıyoruz. Bir yanda modern sosyal adalet perspektifi, diğer yanda ise yaralı yolcunun Adem'i, Samiriyelinin İsa Mesih'i ve hancının kiliseyi temsil ettiği kadim ve derin teolojik yorum. Bu iki bakış açısı arasındaki fark, kurtuluşu nasıl anladığımızı temelden etkiliyor. İnancınızı sorgulatacak ve Kutsal Kitap'a bakışınızı zenginleştirecek bu teolojik tartışmayı kaçırmayın.

İyi ve kötünün bu dünyada neden yan yana büyüdüğünü hiç düşündünüz mü? Tanrı neden tarladaki "yabani otları" hemen söküp atmıyor?

Tiranus'un bu yeni bölümünde, İsa Mesih'in Matta 13'te anlattığı en derin ve en zorlayıcı benzetmelerinden birine dalıyoruz: Deliceler Benzetmesi.

Bu sesli yolculukta, tarlasına iyi tohum eken çiftçinin, uyurken gizlice araya sızan düşmanın ve hasat vaktini sabırla beklemenin ardındaki ilahi bilgeliği keşfedeceğiz. Tanrı'nın sabrı, kötülüğün geçici zaferi ve her şeyin sonunda gelecek olan kesin yargı hakkında İncil'in ne söylediğini anlamak için bize katılın. Altın Ağızlı Yuhanna gibi ilk kilise önderlerinin bu güçlü hikayeyi nasıl yorumladığını öğrenin ve bu zamansız öğretinin 21. yüzyıldaki hayatınıza nasıl ışık tutabileceğini keşfedin.

İnancınızı derinleştirecek ve Tanrı'nın egemenliğine dair bakış açınızı tazeleyecek bu teolojik yolculuğu kaçırmayın.

Bu dokunaklı hikayede, Sivaslı olan Pastör Ramazan Arkan’ın Müslüman bir ailede başlayan yaşam serüvenini, Süleymancı tarikatındaki deneyimlerini ve deizm-ateizm arasında gidip gelen sorgulama sürecini dinleyeceksiniz.

Gençlik yıllarındaki kilise ziyareti amacından, askerde yaşadığı derin bunalıma ve İsa Mesih'i Rab’bi ve Kurtarıcısı olarak kabul edişine kadar uzanan bu olağanüstü dönüşümüne tanık olun.

Ramazan Arkan, 25 yıldır Antalya İncil Kiliseleri'nde pastör olarak hizmet verirken, ailesinin ve akrabalarının bu karara nasıl tepki verdiğini ve neden Hristiyanlığın "en büyük gerçek" olduğuna inandığını tüm içtenliğiyle paylaşıyor.