Film Yıldızları Tutkulu Aşkları Nasıl Meşrulaştırır?-Perdedeki Tutkulu Aşklar ve Topluma Yansımaları
No se pudo agregar al carrito
Add to Cart failed.
Error al Agregar a Lista de Deseos.
Error al eliminar de la lista de deseos.
Error al añadir a tu biblioteca
Error al seguir el podcast
Error al dejar de seguir el podcast
-
Narrado por:
-
De:
Aşk, insanı mutlu ederken sağduyusunu kaybetmesine neden olan ve sonucunda onunla beraber toplumu da dönüştürebilen en güçlü duygudur. Aşkını doya doya yaşamak isteyen insanlar çoğunlukla toplum yasalarına takılır.
Ama sinema dünyasında, film yıldızlarının aşkları yasalara takılmaz, aksine sanki kusursuz aşkın kurallarını yazarlar. Öyle ki, Hollywood aşkları, sadece magazin sayfalarını süslemekle kalmaz, bizim gibi sıradan insanların da aşka bakışını kökten değiştirir. Hatta riskli aşklara bir meşruiyet bile kazandırır.
Peki mükemmel aşkları neden filmlerde ararız? Çünkü adı üzerinde, bu bir hayaldir. Titanic batarken, biz koltuklarımızda kendimizi bütün risklerden uzak tutarız. Bedenimiz, Rose'un ve Jack'in sözlerinde o dokunuşları hisseder ama okyanusun soğuk suyunun hissiyatını onlara bırakırız. Biz, yüzlerce kişinin öldüğü bir facia ortamını değil, aşkın ambiyansını yaşamak isteriz. Çünkü aradığımız şey ölüm değil aşktır ve belki de içgüdüsel olarak o yöne yönleniriz. Ömrümüzde, sadece o kısacık anda, bütün doğa ve mantık kuralları bizim lehimize işlerken acı yerine hazzı tercih etmemiz çok normaldir.
Bu aşklar gerçeğin acısından muaf, sahnede sadece bizim olduğumuz hayallerdir. Film sona erse de zihnimizdeki projektör çalışmaya devam eder. Oyuncular gerçek hayatına dönse de hafızamıza o hazzı artık kazımışlardır. Biz, mükemmel aşkın kahramanları olarak onları zihnimizin dokunulmaz yerine oturtur ve filmi çekmeye devam ederiz.
Bu bağlamda, bizim filmimiz, kamera durduğunda da devam eder. Hollywood'dan ulusal sinemalara yayılan bu yıldız aşkları, sadece bir hayal satmakla kalmaz; aynı zamanda kendi gizli psikolojimizi de açığa çıkarır. Hayatımızda gizlediğimiz, töreler ve tabular nedeniyle imkânsız saydığımız duygusal tercihlerimizi yıldızların aşklarını referans alarak meşrulaştırırız.
Bu bölümde yaşadığı ilişkilerle aşka yeni anlamlar kazandıran Elizabeth Taylor-Richard Burton aşkını, gerçek romantizmin temsilcileri Lauren Bacall&Humphrey Bogart ikilisini, sadakatin evlilikte olmadığını ispat eden Goldie Hawn&Kurt Russell ilişkisini bulacaksınız. Ayrıca bir filmden peri masalına geçişi anımsatan Grace Kelly ve Prens Rainier evliliğini de dinleyebilirsiniz. Tüm bunların yerel sinemalara yansımalarını da Türkiye’den verdiğim örneklerde görebilirsiniz. Daha fazlası için lütfen podcasti dinleyin veya You Tube kanalımdan alt yazılı olarak izleyin.
Sohbeti daha detaylı olarak Monolog'da okuyabilirsiniz.
İyi Pazarlar..