Bumerang Etkisi: Şiddet, Sömürü ve Otoriterliğin Kesişiminde Dünya Hali Podcast Por  arte de portada

Bumerang Etkisi: Şiddet, Sömürü ve Otoriterliğin Kesişiminde Dünya Hali

Bumerang Etkisi: Şiddet, Sömürü ve Otoriterliğin Kesişiminde Dünya Hali

Escúchala gratis

Ver detalles del espectáculo

Acerca de esta escucha

Konuşacak pek çok şey birikti. İstanbul'da yaşanan deprem bir kez daha mekânsal kırılganlığımızı yüzümüze çarptı ve ardından gelen büyük bir kayıp: Sırrı Süreyya Önder’in zamansız gidişi. Kelimelerimize, muhalefetimize, vicdanımıza bir eksilme daha ekledi.Geçtiğimiz hafta Noura Erakat’ın Rutgers Üniversitesi’nde yazdığı çarpıcı makaleye yeniden döndüm: “Bumerang Geri Dönüyor: ABD destekli Filistin savaşı, Esther Projesi'nden sınırdaki şiddete kadar otoriterliği ülke içinde nasıl yaygınlaştırıyor?” Erakat’ın 'bumerang etkisi' diye tanımladığı bu dinamik, Eqbal Ahmad ve Aimé Césaire’in sözleriyle yankı buluyor, “Bir erkek ev bekçisine sadistçe şiddet uygulayıp eşine karşı nazik olamaz. Bir kadın kocasına karşı zalim olup çocuğuna karşı nazik olamaz. Bunlar organik ilişkilerdir.”Bu sözler, sadece bireysel ilişkileri değil, devletlerin şiddet mekanizmalarıyla yurttaşlarına yönelttiği çelişkili ikiyüzlülüğü de özetliyor. Dışarıda şeytanlaştırılan halklar, içeride özgürlük hayaliyle kandırılan halklara dönüşüyor. İşte bu yüzden, vicdan terazisi şaşmış bir çağda yaşıyoruz.1 Mayıs sabahı Antep’te biri çocuk iki işçi hayatını kaybetti. 14 yaşındaki Suriyeli çocuk işçi Ali, Tekstilkent’te çalıştığı atölyede, asansörle duvar arasında sıkışarak öldü. Aynı sabah, AKP milletvekiline ait Ünal Sentetik Çuval fabrikasında çalışan 53 yaşındaki Ercan Çoban, iş kazası geçiren bir arkadaşını hastaneye götürüp dönerken, kendi geçirdiği kazada hayatını yitirdi. BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen’in dediği gibi, “Bugün 1 Mayıs, işçilerin hayatını öğüten bu katil düzenden hesap sormanın da günü olsun.”Irkçı Saldırı İzmir'de: ‘Evlerini Yakarız’24 Nisan’da İzmir’de, dört çocuğuna tek başına bakan Suriyeli bir kadın, M., komşusu ve çocukları tarafından, “Suriyelileri bu mahallede istemiyoruz” denerek saldırıya uğradı. Komşu, sadece şiddet uygulamakla kalmadı; aileyi şikayetçi olurlarsa evlerini yakmakla, çocuklarını öldürmekle tehdit etti. Aile şikâyet etmekten korkuyor. Göçmenlerle Kardeşiz Platformu acil yardım çağrısında bulundu. Bu sadece bir olay değil, toplumun fay hatlarındaki ırkçılığın gündelik hayata nasıl sızdığını gösteriyor.Keşmir ve Pahalgam: İstismarın Yeni Bir PerdesiKeşmir'deki Pahalgam saldırısında 26 kişi katledildi. Hindistan, Pakistan'ı suçladı. Bin 500 kişi gözaltına alındı. Aynı anda, Hindistan Pakistan'a akan Chenab Nehri'ni keserek bir başka 'savaş' sinyali verdi. Su, burada sadece bir kaynak değil, jeopolitik bir tehdit, halkları boğan bir silaha dönüştü.Maria Khan, The Wire için yazdığı yazısında şu uyarıyı yapıyor, “Şiddeti, Hindu-Müslüman eksenine sıkıştırmak, devletin sorumluluğunu görünmez kılar.”Maddenin kaldırılmasından sonra 'normalleşme' iddialarıyla göz boyayan Hindistan hükümeti, şimdi Pahalgam’daki katliamı Keşmirli Müslümanlara karşı baskının bahanesi haline getiriyor. Oysa istihbarat, saldırıdan sadece saatler sonra aktif 60 militanın varlığını bildiriyor. Peki, bu bilgi neden daha önce yoktu?ABD’de Göçmenler ve İşçiler: Trump’ın Gölgesinde1 Mayıs’ta ABD’de işçiler, göçmenler ve aktivistler sokaklardaydı. Columbia Üniversitesi öğrencisi Mohsen Mahdawi, iki haftalık ICE gözaltısından sonra serbest bırakıldı. Filistinli bir aktivist olarak Trump’a meydan okuyarak şöyle dedi, “Senden korkmuyorum. Bu mücadele bir sevgi, adalet ve insanlık mücadelesidir.”Öte yandan, Venezuelalı 19 yaşındaki Merwil Gutiérrez, Bronx’ta gözaltına alındı ve El Salvador’daki bir hapishaneye gönderildi. Suçu ise Venezuelalı olmak. Babası Wilmer Gutiérrez haykırıyor, "Hayallerimizi yıktılar. Bu adaletsizliğin olacağını hiç düşünmemiştik…”Georgetown Üniversitesi'nden Badar Khan Suri ise ICE tarafından 'yüksek güvenlikli tehdit' olarak tutuluyor. Filistin’deki soykırıma dikkat çektiği için cezalandırılıyor. Profesör Nader Hashemi şöyle diyor, "Badar, acısını anlamlı hale getirmek istiyor: Eğer bu baskılar Gazze’deki soykırıma dikkat çekmeye yarayacaksa, buna değer.”Bumerang Gerçekten Geri DönüyorTüm bu örnekler birbirinden kopuk değil. Noura Erakat’ın tanımladığı gibi: Dışarıda kurduğumuz şiddet içeriye dönüyor. Pahalgam’da, Tekstilkent’te, ICE hücrelerinde, İzmir sokaklarında. Otoriterlik sadece sınırda durmuyor. Zihinlere, sokaklara, işyerlerine sızıyor. Tıpkı o sadist bekçiye şiddet uygulayan ama evinde huzur isteyen adam gibi.Mohsen Mahdawi’nin sesiyle bitirelim, “Kimseden korkmayacağız çünkü bu mücadele bir insanlık mücadelesidir.”
adbl_web_global_use_to_activate_T1_webcro805_stickypopup
Todavía no hay opiniones